22 Aralık 2011 Perşembe


Mutsuzluk insanları masallardaki kötü cadılara çeviriyor. O, baş kahramanların mutluluğunu kıskanan çirkin cadı da kesin mutsuzdu. Diyorum ya, o sadece mutsuzdu aslında. Onu kötü gösteren yazarlar suçluydu. Masallardaki mutlu kahramanların da hepsi geri zekalıydı zaten. Külkedisi daha ayağındaki ayakkabıya sahip çıkamayacak kadar geri zekalıydı, Pamuk Prenses ormanın derinliklerine koşarken başına bir şey gelip gelmeyeceğini sorgulamıyordu bile. Sorgulamıyordu. Kırmızı Başlıklı Kız daha anneannesini tanımıyordu. Yazarlar hep böylelerinin tarafındaydı. Hayatın yazarı da, Tanrı da…
Bu insanlar neden bu kadar mutlu?
Ben bazen o kadar mutsuz oluyorum ki yanımda mutlu insanların varlığına tahammül edemiyorum.
Ben bazen o kadar mutsuz oluyorum ki yanımda mutsuz insanların varlığına tahammül edemiyorum.
Ben bazen  o kadar mutsuz oluyorum ki yanımda insanların varlığına tahammül edemiyorum.
Sorun mutsuzluk da değil aslında. Bağışıklık sistemi çökmüş vücut gibiyim. En küçük mikropla yatak döşek hasta. İlaç yok ama.
Ben bazen sağ yanağıma vurana, sol yanağımı çeviriyorum.
Çok savunmasızım.
Ben aslında sorun ne bilmiyorum. Sen anlasana. Bana da anlatsana

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder