Kaybettiğim not defterim, en son koyduğum yerde miydi
bilmiyorum ama kaybettiğim umutlarım, kesinlikle en son koyduğum yerdeydi. Ben
onları görebiliyordum ama asla dokunamıyordum; çünkü o ciğerlerimi parçalayan
müziğin sürekli çaldığı filmde de dediği gibi, geçmiş görebildiğim ama asla
dokunamadığım bir şeydi ve benim umutlarımı geri almama dair de bir umut yoktu.
Kaybettiğin şuurunun yerine gelmesi gibiydi. Her şey bir
anlıktı, bütün çabamı bırakıp bir bardak çay koyup gözlerimi kapayıp kendimi ucundaki
tünelden bir trenin geçip beni parçalarıma ayırıp ayırmayacağından bile emin olmadığım
eski demiryolu raylarında hissedişim gibi. Bu sefer elim bir çizik almış kadar
bile bir acı yoktu. İnanması o kadar zordu ki buna, iç organlarım onlarca kağıt
kesiği almış gibi hissettikten sonra.
Belki dedim, “belki” anca çayımdan bir yudum alma süresince
düşünerek, belki de en baştan beri yapmam gereken tek şey buydu. Bırakmak.
Hayatımı elime bir kum öbeği gibi aldıktan sonra başka
yapacak bir şeyim kalmamıştı çünkü. Ya parmaklarımı sıkıp akışını
hızlandıracaktım ya da öylece bırakıp akışını izleyecektim. Elimi o kum öbeğini
aldığım andan itibaren, kumdan kaleler inşa etme şansımı tamamen yitirmiştim.
Uğruna ter döküp inşa ettiğim kumdan kalelerimin bir acımasız yüzünden
saliseler içinde yok edilmesini, hiç inşa etmemeye tercih etmiştim ve işte
şimdi kum tanelerinin geldikleri yere dönüşünü izlemekle cezalandırılmıştım.
Ben hayatta ne yaptıysam, kendime yapmıştım ama sana
binlerce kez yemin edebilirim ki, artık hissettiğim şey acı değildi.
Sadece bir çay yudumu alma süresince düşündüm sonra yine.
Ben böyle olsun istememiştim. Ben istediklerim olsun bile istememiştim. Ben
sadece istemediklerim olmasın istemiştim.
Her şey 2+2’nin 5 olması kadar basitti. Ben hayatımın
matematiğini yanlış hesaplamıştım.
Kumdan saatimi çevirip kum tanelerimin akışını izledim.
Artık yapacak hiçbir şeyim yoktu ama yemin ederim ki, bir kum tanesi kadar bir
acım bile yoktu.
Şimdi sadece her kül tablasında tükenen sigara görüşümde
gözüm dolar sadece. Ben kendimi içilmeden kül olan bir sigara gibi tüketmiştim.
olmuş işte gayet:)
YanıtlaSilmerhaba keyifli yazılar bana da beklerim daha çok yeniyim:) takibe aldım:)
YanıtlaSilhttp://myworldinthebooks.blogspot.com/