24 Mayıs 2012 Perşembe

Göz yanılsaması. Uzun süre duran bir şeye baktığında, bir süre sonra hareket ettiğini sanman gibi. Biri geldi sanıyorsun bazen, hayatına, kalbine bir şey oldu. Anlık, kısa süreli mutluluklar dalgalanıyor gözünün önünde. Göz yanılsaması. Hayat senin hayallerindeki gibi değil küçük hanım, olsa olsa heyulandaki gibi olur. Bu hummalı yarış için ne de güzel sonuç ama. Göz problemlerinden bahsetmişken, bir de göz mercekleri problemi var. Yanlış insanları gözde büyütme. Küçükler bir anda kocaman oluveriyor gözünde. Sonra bir anda minnacık oluyorlar yine. Sorun sende değil, göz merceklerinde.
Sadece göz mü, bütün vücut karışık. Bu hengamede, çene kaslarının kafası çok karışık. Uzun süre olduğu yerde durdular ya, fırsatını bulduklarında kulaklarla sevişmeye kadar gidiyorlar. Ağzın, kulaklarının kapısında. Yaylı mıdır nedir ancak, çok uzayınca, pat diye eski yerleri dönüveriyorlar. Bütün vücut karışık işte. Göz pınarları desen, pınar değil; şelale.
Beyin mesela, çok kullanılmaktan, düşünmeden hata vermiş. Sekteye uğramış. Arada kendini kapatıp çekiliyor. Eh ihtiyaç duyulan zamanda, cam kırılıp uzanılacak zamanda. Karar verme bambaşka organların elinde. Kulaklara kalmış karar verme görevi. En olmayacak yere. İnanıyor duyduğu her söze kulaklar. Sonrası, sonrası perişan tabii ki. Kulaklar, inanıyor duyduğu "her" söze. "Gel, seni babana götüreceğim." deseler 28 yaşında sana, gidersin. Beyin çekilmiş, kulak inanma işinde. Olacak iş değil.
Kalp, kan pompalamaktan başka işlere kalkışmış. Her yer kan revan. Becerememiş. Çok çarpmaktan helak düşmüş.
Vücudun uyku mekanizması etkilenmiş. Uykunun ne olduğu unutmuş.
Baş ağrısı çöreklenmiş.
Mide, heyecandan, stresten, umuttan spazmlar içinde. Ondan zaten beklenti bile yok artık.
Tüm vücut karman çorman. Ne hayır kaldı, dağ gibi insanlardan.
Olur böyle şeyler ama. Problem etme. Göz problemleri, kalp spazmları, kalp kırıkları. Merak etme ama, kırık değildir. Kırık olsa duramazdın. Belki paramparçadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder