30 Ekim 2011 Pazar


Bazı sabahlar içinde bir boşlukla uyanırsın ya, kocaman bir boşluk. Sebebini bile anlamazsın. Sanki biri sen uyurken gelip içinden bir şeyleri alıp gitmiş gibi. Öyle günlerde zaman çok zor geçer. Normalde arkasından atlı kovalıyormuş gibi acelesi olan akreple yelkovanın hiç mi hiç acelesi olmaz. Sanki sahilde gezintiye çıkmış gibi aheste aheste hareket ederler. Akreple yelkovanın suçunun cezasını da sen çekersin o günlerde, tırnakların çeker. Tırnaklarını, parmaklarını kanatana kadar yersin de zaman yine de geçmez. Kafayı yememek için tırnaklarını yemen gerekir. Parmakların kanatana kadar tırnaklarını yemen gerekir.
İçindekileri itelersin boşluklar dolsun diye de dolmaz o boşluklar. Yanlış parçalarla doğru bir yapbozu tamamlayamazsın zaten. Anca eski boşluklara yenilerini eklersin.Büyür, büyür, büyür, seni de içine alana kadar büyür boşluk. Sonra kendi boşluğunda kendin kaybolursun. 
Bazı günlerin başlangıcından bitişini de tahmin edebilirsin. Böyle günler de başladığı gibi biter. Boşluklara anca yenileri eklenir. Bazı günler çok zor geçer.
Hayat bu günlerde aslında tam da bir sınav. Hani şu içinde “Fill in the blanks.” ibaresi olanlardan. Başarılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder