18 Ekim 2011 Salı


Bir dakika içinde on kere saate bakınca sanki dakikalar birer birer değil de onar onar ilerleyecekmiş, aynı gün içinde sekiz kere tarihe bakınca sanki günler beşer beşer atlayacakmış gibi geliyor bazen insana. Hayat sana geldiği gibi değil ama. Zaman her şeyin ilacı imiş ya yapabileceklerinin son kullanma tarihi geçince zehirliyor zaman da. Bazen oluyor ya. Elinden bir şey gelmiyor ama elinden birçok şey gidiyor. Sana hiç gelen olmadığında gidenlerin sürüyle olması gibi.
Bazen geleceğinin gelmemesini istiyorsun mesela. Gelenlerin senin istediğin gibi gelmemesine alışkanlıktan.
Mucizeler bekliyorsun. Hep bu Amerikan filmleri yüzünden aslında. Başımıza ne geldiyse onların yollarının sonundaki mucizeleri, sonsuz aşklarını, çirkin kızın güzelleşmesini, popüler çocuğun ezik kızı sevmesini, bir anda güzelleşen hayatlarını izlemekten geldi. Bu halimizin sorumlusu hep Amerikan sineması aslında. Hep.  
Bazen yol bitmiyor ama senin gidebileceğin yol bitiyor ya. İlerlesen ilerleyemezsin, dönsen dönemezsin.
Yolun sonu bir yere varıyor mu ki bu sefer?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder